Fundus Floresein Anjiografi (FFA)

İç kan-retina bariyeri kapiller endotel hücreleri arasındaki sıkı bağlantılardan oluşur. Buradan hem bağlı hem de serbest floresein molekülleri geçemez. Damar içindeki veya doku hidrostatik basıncındaki değişiklikler ya da kapiller duvarın herhangi bir değişikliği sonucu damar geçirgenliği arttığında floresein molekülleri damar dışına çıkabilir. Dış kan-retina bariyeri retina pigment hücreleri arasındaki zonula okludens ve zonula adherens adı verilen sıkı bağlantılardan oluşur. Buradan serbest floresein molekülleri geçemez. Koroidin büyük damarları bağlı ve serbest floresein moleküllerine geçirgen değildir. Koryokapillaristen ise serbest floresein molekülleri kolayca geçebilir.
Bir gözde transit faz çekildikten sonra diğer gözün resimleri alınır. Gerekiyorsa 10 ve 20 dakika sonra geç fotoğraflar çekilir. Yan etkileri kırmızı görme, bulantı, kusma, deride kızarıklık, kaşıntı, idrar ve deri renginin boyanmasıdır. Senkop, larenks ödemi, bronkospazm ve anaflaktik şok gibi komplikasyonlara çok nadir olarak rastlanır. Bu durumlar için önceden mutlaka hazırlık yapılması gerekir.
Anjiogram 4 fazdan oluşur: Prearteriyel faz koroid dolaşımının dolduğu, fakat retina arterlerine boyanın henüz ulaşmadığı dönemdir. Arteriyel faz retina arterlerinde boyanın ilk göründüğü anda başlar ve tüm arterler dolana kadar sürer. Prearteriyel fazdan yaklaşık 0,5-1 saniye sonra başlar. Arteriyövenöz faz veya kapiller faz ise arteriyel fazdan 1-2 saniye sonra gerçekleşir ve venlerde erken laminar akımın görüldüğü fazdır. Arteriyel fazdan 5-20 saniye sonra erken, orta ve geç devrelere ayrılabilen venöz faz gelir, laminar akımın ilk görüldüğü an ile disk kenarındaki temporal venlerde görülmesi arasında geçen süre erken venöz fazdır, geç venöz fazda ise venler tümüyle dolmuştur.
Otofloresans: Gerçek bir floresans olup floresein olmadan gerçekleşir. Optik sinir başı druseni tipik otofloresans nedenidir, ayrıca astrositik hamartom ve büyük lipofuskin birikintileri de otofloresansa yol açabilir.
Hipofloresans: Floresansın engellenmesinden veya bir damar doluş defektinden kaynaklanır. Retina önündeki bir hemoraji hem retina hem de koroid dolaşımının görülmesini engeller. Ancak duyu retinanın altındaki bir hemoraji sadece koroid dolaşımını bloke eder. Kanama dışındaki membranlar ve iltihabi artıklar da floresansı engelleyebilir. Retina pigment epiteli hipertrofisi veya hiperplazisi de koroid floresansını bloke edebilir. Bir kan damarı tıkandığında ise doluş defekti oluşur. Retina arterleri endarter olduğundan doluş defektleri genellikle retinaya aittir. Koroid lobullerinin de dolması gecikerek anjiogramın erken devrelerinde lekeli görünüme yol açabilir. Bu gecikme geçici olduğu sürece klinik bir önemi yoktur.
Hiperfloresans: Hiperfloresans boya sızmasına, boya geçişinin artmasına veya damar anomalilerine bağlıdır. Boyanın sızması kan-retina bariyerlerinden birinin veya her ikisinin bozulmasıyla olur ve çeşitli nedenlere bağlıdır. Retina veya koroid yeni damarlanmalarından komşu dokulara veya vitreus içine floresein sızıntısı olur. İltihabi lezyonlar ise damar duvarının geçirgenliğinin artması nedeniyle boya sızıntısına yol açabilirler.
Floresein geçişinin artmasının en klasik örneği ise retina pigment epitelindeki pigmentasyonun azalması veya kaybolmasıdır. Böylece koroidin izlenmesi kolaylaşır. Retina pigment epiteli pencere defekti en sık drusen tepesinde görülür. Ayrıca makülanın coğrafik atrofisinde, koryoretinal atrofik skarlarda ve tam kalınlıkta maküla deliğinde floresein geçişinin arttığı pencere defektleri söz konusudur.
Damar anomalileri ile ilgili hiperfloresans nedenleri ise anevrizmalar, telenjiektaziler, tümör damarları ve neovaskülarizasyon gibi retinaya ait patolojiler ile hamartom, tümör damarları ve subretinal neovaskülarizasyon gibi koroid kaynaklı nedenlerdir.
Boyanın duyu retina veya pigment epiteli dekolmanı gibi hastalıklarda anatomik boşluklarda birikmesi göllenme olarak adlandırılır ve bunun hızı ile şekline göre hastalıklar ayırt edilir. Floreseinin dokuları boyaması ise normal veya patolojik durumlarda olabilir. Hasar görmüş Bruch membranı veya pigment epiteli ve diskiform skatrisler geç devrede boyanır. Optik sinir ve sklera gibi normal dokular da boyanır, sklera boyanması özellikle yüksek miyoplarda ve pigmenti az gözlerde daha kolay izlenir. Boyanma ve göllenme genellikle birlikte olur.
Bu sistemin bazı avantajları mevcuttur. Görüntü hemen elde edilir, kolayca arşivlenebilir, görüntüler üzerinde çalışılabilir, inceleme yapılabilir ve normal anjiografiye göre daha az ışık gerekir. görüntü rezolusyonunun filme göre daha düşük olması ve kaliteli kopyalar için pahalı yazıcılara ihtiyaç duyulması da dezavantajlarını oluşturmaktadır.